2001: Uzay Macerası (2001: A Space Odyssey), İnsanlığın evrimindeki en önemli adımlardan birini anlatan, Stanley Kubrick’in başyapıtlarından biridir. Film, bir grup primatın ıssız bir yerde yiyecek için kavga etmesiyle başlar. Bu kavgaları, aniden beliren esrarengiz siyah bir taş keser. Bu taş, primatların ilk kez alet kullanmasını sağlayarak akıl ve zekanın doğuşuna neden olur. 2001 yılında, bu olaydan 4 milyon yıl sonra, bir uzay gemisi ay yüzeyinden gelen esrarengiz sinyallerin kaynağını araştırırken aynı siyah taşı keşfeder. Sinyaller Jupiter'e doğru gitmektedir. On sekiz ay sonra, Discovery gemisinin güvertesinde astronotlar David Bowman ve Frank Poole, Jupiter'in gölgesine doğru yol alır. Gemide, dünyanın en gelişmiş yapay zekası HAL 9000 de bulunmaktadır ve HAL'in kendi planları vardır. Arthur C. Clarke’ın kısa hikayesinden esinlenerek geliştirilen bu film, derin dini ve felsefi altmetinler içerir. Kubrick, filmin izleyicileri tarafından farklı yorumlanmasını istemiş ve soru işaretlerinin aydınlatılmamasını tercih etmiştir. Filmin Ay'daki sahneleri, Neil Armstrong'un Ay'a inişinden önce bir yıldan uzun sürede çekilmiş ve gerçekçiliğiyle dikkat çekmiştir. 2001: Uzay Macerası, insanı hayvanlardan ayıran en büyük adımın zeka olduğunu vurgular ve izleyicilere binlerce soru bırakır: Bir sonraki evrimsel adım nedir? İlki dış bir güç tarafından mı başlatılmıştı? Eğer öyleyse, bu kez bizi ne bekliyor?